17 Şubat 2011 Perşembe

taşınma ve hayat

Ha bugün ha yarın derken sonunda İstanbul'a geri döndük. İnşallah doğru bir karar vermişizdir ama yaşadığımız ufak aksilikler acaba dedirtti bize. Aslından benden çok çok sevgili kocacığıma. Geldiğimize pişman olmuş gibi. İş konusunda değil Türkiye'de yaşam konusunda. İşlerin düzenli gittiği yerlerde yaşadıktan sonra Türkiye'deki kuralsızlık zor geliyor. Bende biraz karıştım ama alışırız diye düşünüyorum. Aslında Almanya ve Hollanda olarak, beş buçuk senedir yurtdışında yaşıyoruz. Fakat alışmaya yetmiş galiba.Burada özlediğimiz herşey var. Ailelerimiz burada, arkadaşlarımız ve daha bir sürü şey. Ama Hollanda'da da özlediğim şeyler var. Şu an arada kalmış gibiyim. Tam anlamıyla yerleştikten sonra normale dönerim herhalde.
Annem ve babam yanımdalar. Yerleşmeme yardım etmeye geldiler.Eylülde görmüştüm onları en son ve şimdi sanki çok yaşlanmışlar gibi geldi. Halbuki 5 ayda insan ne kadar yaşlanabilir? Galiba ben İzmir'e gittiğimde sürekli gezmekten onlarla ilgilenmemişim. Nasıl yaşlandıklarını farkedememişim. Şimdi yanımdalar ve benim hatırladığım en son hallerinden çok farklılar. babam evde durmayan bir adamdı, sürekli bir yerlere gider birşeyler alırdı. Şimdi çıkıyor ve yarım saat geçmeden eve geliyor. Daha fazla yürüyemiyor. Annem sürekli birşeyler yapardı, şimdi yemek pişirirken bile yoruluyor. babam 72 annem 68 yaşında, çok yaşlı sayılmazlar ama çok yorgunlar.
Onları o halde görmek beni çok üzdü. İyi ki dönmüşüm diyorum onların yanındayken. Biraz olsun ilgilenebilirim diye düşünüyorum. Birkaç yıl önce bir arkadaşımın babası vefat etmişti ve bana şöyle demişti, " ben sürekli yanındayken ona doyamadım, sen uzaktasın birşey olursa nasıl dayanacaksın".O günden beri bu söz aklımdaydı, şimdi iyice yerleşti. Ne kadar yanlarında olabilirim bilmiyorum, farklı şehirlerdeyiz ama elimden geldiğince onlarla olmaya çalışacagım artık.
Hayatın getireceklerine kendimi alıştırmam lazım, onların küçük kızıydım şimdi büyük kızları olmalıyım galiba...