9 Ocak 2012 Pazartesi

Dubai















Almanya, Hollanda derken şimdi de Dubai'ye geldik. Hiç aklımda olmayan bir yerdeyiz. Avrupa'dan sonra çok farklı bir tabiat. Henüz geleli bir hafta bile olmadı, alışma devresindeyim. Ama neyseki bu sefer sadece 1 aylığına geldik. Yani umarım:) Yeniden taşınma ve başka ülkeye alışma istemiyorum.

12 Kasım 2011 Cumartesi

30 Mayıs 2011 Pazartesi

gene Londra:)



















































19 Mayıs tatilini haftasonu ile birleştirerek kısa bir Londra turu yaptık. Bir iki fotoğraf..

27 Mayıs 2011 Cuma

Enginar




Ne zamandır blogla ilgilenemiyorum. Hollanda'dayken galiba çok fazla vaktim varmış. İstanbul'a döndüğümüzden beri bir koşuşturmaca gidiyor. Fotoğraf bile çekemedim. Ben bir yerlere gidiyorum, bize gelenler oluyor vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorum. Allah gelen gideni eksik etmesin ama. Dün gecede misafir vardı yemekte.
Ne pişireceğim diye düşünmek beni geriyor. Ama artık aklıma ilk geleni yapıyorum, en iyisi bu:) Gerçi dün akşam özel sipariş vardı o yüzden zorlandım söylenemez. İzmir'den gelirken getirdiğim enginar dolmaları sofranın özel misafiriydi.
İstanbul'da dolmalık enginar pek bulunmuyor yada ben bulamıyorum. O yüzden enginar zamanında annemden özel sipariş veriyorum dolmalar için. Sağolsun O da doldurup bana gönderiyor. Ama bu sefer bende İzmir'deydim beraber yaptık. Bunca yıldır bir güzel yerim dolmaları ama nasıl yapılır diye merak etmemişim. Tek sorun enginarın temzilenmesi onun haricinde hemen yapılan ve hemen de yenilen bir yemek:)
Blogu tesadüfen okuyup merak eden olursa diye yazayım tarifini:) Temizlendikten sonra enginarları içini dolduruyorsunuz. Un,zeytinyağ,su,tuz ve limon sulu bir karışım yapıp üzerine döküyorsunuz ve düdüklüde 15 dk. kadar pişiriyorsunuz. İçi ise dolma içi gibi. Tek farkı malzemenin çiğ olması ve bol yeşillikli olması. Yani çiğ pirinç, maydanoz, dereotu,nane, taze soğan karışıp içine dolduruluyor.
Enginar hastası biri olarak her öğün enginarın etlisi hariç her türlüsünü yiyebilirim:)



29 Mart 2011 Salı

haber














Güzel bir haftasonuydu, hala olacagımı öğrendim ve çok sevindik ailecek. Ama bir taraftan da "daha yeni evlisiniz acele etmeseydiniz"de dedik. Maalesef erken sevinmişiz, dün gece bebiş annesini terketmiş. Kardeşimi en son küçüklüğümüzde ağlarken görmüştüm birde dün gece. Böyle bir durumda insan ne diyeceğini bilemiyor, nasıl teselli vereceğini. Çok yeniydi hamileliği ama çok çabuk adapte olmuşlardı. Allah isteyen herkese sağlıklı sıhhatli çocuk nasip etsin.

Güzel olsun herşey, herkes için.

17 Şubat 2011 Perşembe

taşınma ve hayat

Ha bugün ha yarın derken sonunda İstanbul'a geri döndük. İnşallah doğru bir karar vermişizdir ama yaşadığımız ufak aksilikler acaba dedirtti bize. Aslından benden çok çok sevgili kocacığıma. Geldiğimize pişman olmuş gibi. İş konusunda değil Türkiye'de yaşam konusunda. İşlerin düzenli gittiği yerlerde yaşadıktan sonra Türkiye'deki kuralsızlık zor geliyor. Bende biraz karıştım ama alışırız diye düşünüyorum. Aslında Almanya ve Hollanda olarak, beş buçuk senedir yurtdışında yaşıyoruz. Fakat alışmaya yetmiş galiba.Burada özlediğimiz herşey var. Ailelerimiz burada, arkadaşlarımız ve daha bir sürü şey. Ama Hollanda'da da özlediğim şeyler var. Şu an arada kalmış gibiyim. Tam anlamıyla yerleştikten sonra normale dönerim herhalde.
Annem ve babam yanımdalar. Yerleşmeme yardım etmeye geldiler.Eylülde görmüştüm onları en son ve şimdi sanki çok yaşlanmışlar gibi geldi. Halbuki 5 ayda insan ne kadar yaşlanabilir? Galiba ben İzmir'e gittiğimde sürekli gezmekten onlarla ilgilenmemişim. Nasıl yaşlandıklarını farkedememişim. Şimdi yanımdalar ve benim hatırladığım en son hallerinden çok farklılar. babam evde durmayan bir adamdı, sürekli bir yerlere gider birşeyler alırdı. Şimdi çıkıyor ve yarım saat geçmeden eve geliyor. Daha fazla yürüyemiyor. Annem sürekli birşeyler yapardı, şimdi yemek pişirirken bile yoruluyor. babam 72 annem 68 yaşında, çok yaşlı sayılmazlar ama çok yorgunlar.
Onları o halde görmek beni çok üzdü. İyi ki dönmüşüm diyorum onların yanındayken. Biraz olsun ilgilenebilirim diye düşünüyorum. Birkaç yıl önce bir arkadaşımın babası vefat etmişti ve bana şöyle demişti, " ben sürekli yanındayken ona doyamadım, sen uzaktasın birşey olursa nasıl dayanacaksın".O günden beri bu söz aklımdaydı, şimdi iyice yerleşti. Ne kadar yanlarında olabilirim bilmiyorum, farklı şehirlerdeyiz ama elimden geldiğince onlarla olmaya çalışacagım artık.
Hayatın getireceklerine kendimi alıştırmam lazım, onların küçük kızıydım şimdi büyük kızları olmalıyım galiba...

20 Ocak 2011 Perşembe