28 Şubat 2010 Pazar

Haftasonu


Cumartesi günü ne zamandır aklımda olan ama bir türlü uğrayamadığımız bir yere gittik. Lambiek isminde bir çizgi roman dükkanı. Burası bildigim kadarıyla Avrupa'nın en eski çizgi roman dükkanı. Adını , Willy Vandersteen'in bir çizgi karekterinden alıyormuş. meraklısı için ilginç bir dükkan. Eski kitapların arasından istediğinizi bulmak hoş bir duygu. Sahipleri de oldukça yardımsever. Küçüklüğümden beri çizgi roman okumasını severim. Bu yüzden orada olmak güzeldi. Gerçi birşey almadım. Bizim gititğimizde biraz kalabalıktı ve istediğim gibi karıştıramadım. Bir dahaki sefere inşallah. http://www.lambiek.net/ diye siteleride var ve burada Türkiye'de dahil bir çok ülkeden sanatçıların çalışmalarını sergiliyorlar. Adresi, Kerkstraat 132. Fotoğrafta girişi görülüyor, pek düzgün çekemediğim maalesef.
Eski kitap kokularını içimize çekerek dolaşmaya devam ettik ve bir diğer durağımıza doğru yol aldık eşimle. Orası da meşhur likörcümüz. Tabi cumartesi ve küçücük bir dükkan. İçerisi tıklım tıklım, dışarısıda dolu. Biraz beklesek mi yoksa o kalabalığa dalsak mı diye bir süre düşündük ve girmekten vazgeçtik. Bir dahaki sefere alırız diye likörcümüzü çakırkeyf Hollandalılarla başbaşa bıraktık:)
web siteleri eğer merak eden olursa, http://www.wynand-fockink.nl/
Dam da Nh Grand Hotel'in arasındaki küçük sokakta.

5 yorum:

  1. ayyy cizgi romanciyi degil ama likorcuyu biliyorum.. guzel bardaklarinda rengarenk likorleri olan 300 yillik bir yer. cizgi roman ve likor zevklerimiz ortakmis..

    YanıtlaSil
  2. Soğuk geçen kış günlerinin azalttığı seçenekler, aslında bir anlamda unutulanları hatırlatıyor insana. Küçük, kalabalık dükkanların sıcak atmosferleri de bunlardan biri olarak "seçeneksiz"liğin dayattığı "tercih" olurken bir yandan da hoşumuza gidiyor eski kitaplar ve çizgi karakterler arasında çocukluğumuzu hatırlamak. Güzel bir haftasonu hikayesinden sonra en son girdiğim kitapçı dükkanını hatırladım, sonra da yıllar öncesinin "Sahaflar Çarşısı"nı. Günden güne büyüyen şehirlerin beğenileri değişen insanlarına hitab eden alışveriş merkezleri çoktan çıkardı bu küçük dükkanları hayatımızdan. Yeterli yeri olmadığı için raflardan taşan kitaplar, sandalye üstlerinde ve kolilerde saklanan kitapların arasında dolaşırken bir anlamda tarihe yolculuk yapıyor insan. Bunları düşündüm "Lambiek"teki hayali alışverişimde ve en kısa zamanda Sahaflar Çarşısı'na gitmeye karar verdim. Hepimizin hayatında önemli yeri var çizgi romanların ve onlara hayat veren kahramanların. Benim en sevdiğim çizgi roman Kaptan Swing'di bir zamanlar. Çocuklukla gençlik arasındaki yıllara tekabül eden bu zamanda fırsat buldukça alır ve kırmızı urbalı İngilizlere karşı verilen mücadeleyi bazen esprili, bazen de özgürlüğün kutsallığını öğrenerek okurduk.
    Küçüklüğümüzde pek fırsatımız olmadı...
    Çizgi romana ve onları okumaya. Ya pahalı bulunurdu bunlar ya da gereksiz. Ama büyüyünce onlar gibi olmak istediğimiz bir kahramanımız olurdu hep, kitaplara uzaktan baksak bile. Bir haftasonu hikayesini okurken kendimi eski kitapların üst üste yığıldığı, sararmış sayfaların kendine has kokusunun ortalığa yayıldığı kitapçılarda hissederek geçmişe bir yolculuk yaptım. Bazen unuttuklarımızı hatırlamak için yapmamız gerekenin kitapçıya gitmeden elektronik sayfaları karıştırmak olduğunu görünce şaşırmamak elde değil. İki "tık"la dünya elimizin altında ve soğuk bir günün arkasından likör tadında hikayeler okuyoruz ekrandan... Küçük ve kalabalık dükkanların ambiansı güzeldir ama hiçbir zaman bitmeyen handikapıdır yer bulmak. Dünya küçülüyor, insanlar kalabalıklaşıyor. Aslında "yer bulmak" olgusu her zaman her yerde bir sorun olarak karşımıza çıkarken tüketime endekslenmiş yaşamların sıradanlığı haline geliyor. Meşhur bir likörcünün sıcacık atmosferini kalabalık yüzünden es geçmiş olmak bana bir Budist hikayesini hatırlattı.
    Rivayete göre Uzakdoğu’da bir Budist tapınağı, bilgeliğin sırlarını aramak için gelenleri kabul eder. Burada geçerli olan kural, anlatmak istediklerini konuşmadan açıklayabilmektir. Günlerden bir gün tapınağa bir yabancı gelir. Yabancı kapıda durur ve bekler. Kapıda tokmak, çan, ya da zil yoktur. Çünkü sezgisel buluşmaya inanılırmış orada. Bir süre sonra kapı açılır, içerdeki Budist rahip kapıda duran yabancıya bakar.
    Selamlaşmanın ardından sözsüz iletişimleri başlar. Gelen yabancı tapınağa girmek ve burada kalmak istediğini belirtmektedir. Budist rahip içeriye gider ve bir süre sonra elinde ağzına kadar suyla dolu bir bardakla döner ve bardağı yabancıya uzatır. Bu davranış ‘yeni birisini kabul edemeyecek kadar doluyuz’ anlamına gelmektedir. Yabancı tapınağın bahçesine döner, aldığı bir gül yaprağını bardağın içindeki suyun üstüne koyar. Gül yaprağı suyun üstünde kalmış ve su taşmamıştır. Bunu gören Budist rahip saygıyla eğilir ve kapıyı açarak yabancıyı içeri davet eder. Çünkü suyu taşırmayan bir gül yaprağına her zaman yer vardır...
    Güzel bir haftasonu hikayesinin arkasından kireçlenmiş ellerime egzersiz yaptırdım sayenizde. Çizgi roman keyfinde bir gün dileğiyle iyi pazarlar.

    YanıtlaSil
  3. yaban,
    sevindim aynı olmasına:) bir ara çizgi romancıya uğra, belki hoşuna giden birşeyler bulursun.
    adsız,
    güzel yorumunuz için çok teşekkürler. yazı yazmasını pek beceremem ve güzel yazanlara hayranımdır. sizinkide çok güzel olmuş, iyi ki yazmışsınız:)

    YanıtlaSil
  4. Evde geçirilen zaman içinde ele avuca gelebilecek ne varsa yapmaya, gazeteler-kitaplar arasında dolaşırken arada bir de bilmediğimiz yerlere misafir olmaya çalışıyoruz. Böyle bir günün neticesiydi "Haftasonu" başlıklı yazınızdan aldığım keyif ve o keyfin sonucu olan satırları bırakmak.
    Yazmak güzeldir, yazmak için neden bulunca...
    Okumak güzeldir, okunandan mutlu olunca.
    Dolayısıyla ben teşekkür ederim her ikisini birden haftasonuma dahil ettiğiniz için. Bu arada affınıza sığınarak bir düzeltme yapmak istiyorum. İçerisi kalabalık olduğu için girilemeyen likörcünün adresinde minik bir harf hatası var. "Günün ilerleyen saatlerinde kalabalık gitmiş, kalabalık biraz sakinleşmişse renkli içkilerin tadına bakmak gerekir" demiş ve ziyaret etmek istemiştim ama yolu bulmakta zorlandım. Çünkü doğru adres www.wynand-fockink.nl olmalıymış. Güzel bir gün dileğiyle...

    Bulut

    YanıtlaSil
  5. Tesekkürler, hemen düzeltiyorum:)

    YanıtlaSil